Yeni taşındığım bir şehirde beklentilerim çok büyük olmasa da talebeliğim hiç kolay geçmiyordu!
Oradan oraya koşturmaca halinde bir yandan yeni düzenime alışmaya çalışırken bir yandan da kapısını araladığım bu yeni hayatımdaki olacaklardan bir haber yaşantımı sürdürmeye çalışıyordum.
Şimdi durup baktığımda geride kalan tek şey gönlü güzel insanlar…
Bu gönlü güzel insanlardan biriydi Erol Bey.
Aramızda en büyük, olgun, insan, ağabey, dost, büyük, adam gibi adamdı…
Ne zaman kendimizi darda hissetsek hemen kolumuzdan tuttuğu gibi bizi sorunu çözene kadar çalmadık kapı bırakmazdı.
Sonra yollarımız diğerleri gibi onunla da ayrılsa da; sık sık arar, hal hatır sorar, iyi olduğumuzu öğrendikten sonra dua ve selam ile telefonunu kapatırdı.
Hep “Deli kız seni, bu kız çok akıllı cin gibi maşallah, Allah seni hep iyi etsin!” diye ardından dua eder!
‘Ay! yeriyor mu övüyor mu anlamadım.’ dediğimde “Sen kıymetlisin” der gönül alırdı.
Bir gün şehir dışına bir görüşme için gitmek zorunda kalmıştım ki bu yolculukta yanımda olmasını istediğimde yine bir büyük gibi davranarak;
“Güzel kızım seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun ancak; yarın sabah ezanla kalkıp seni istediğin yere götürüp getiririm ancak bugün olmaz çünkü; gecenin hayrından sabahın şerri iyidir!” demişti.
Ve sabahın ilk ışıkları ile beni istediğim yere kadar götürüp tüm yorgunluğuma da ortak olmuştu.
Sevgili Erol abiyle olan kıymetli anılarım o kadar değerliydi ki ne beni ne de diğer arkadaşlarımızı hiç kırmadı.
Birgün aradı ve bu kez ses tonu daha bir farklı geldi.
“Haticecim iyi misin seni rüyamda gördüm ve çok merak ettim bol bol dua ettim her şey yolunda mı?” dediğinde rüyalarını hiç anlatmazdı yine aynı öyle oldu.
Yine bol bol sorular sorup benden bir şeyler öğrenmek istediğinde ben yine kaçamak cevaplar verip bir de üstüne birbirimizi oldukça özlediğimizi fark edip; kendimi nefis bahçesinde de bir kahve sohbetine davet ettirince pes etti:)
Ve rüyasını anlatmasa da çok önemli bir not bıraktı o gün bana!
Sohbet esnasında yıllardır aynı naif, sevecen, enerjisi yüksek ses tonu ile hep dua edip şükür eden adam…
Kendimi tutamayıp ‘Ya Erol abi onca yıl çalıştın, didindin, emekli oldun, aile eş dost herkese koşturdun, ben seni bir kez bile farkı bir şey yaparken görmedim.
Ailesine babalık eden, ağzından ve kalbinden dua eksik etmeyen, hayata sımsıkı bağlı, pozitif, güler yüzlü bir adam olarak kaldın gittin.
Daha da önemlisi bu seviyeye nasıl geldiğin ve nasıl bu durumda kalabildin gerçekten seni incelemek ve kitap haline getirmek lazım.’ dediğimde;
“Haticecim hayatta neyin talebesi olduğuna dikkat et! Hayat; iyi, kötü, güzel, çirkin bir dolu seçenek sunuyor ve tüm bu seçeneklerin içinde neyi talep ettiğine karar verecek olan sensin!
“Şu anda bulunduğun noktadan bak.” dediğinde tam da o anda merdivenden birçok insan farklı noktalara doğru hareket ediyordu “İşte bu insanlar talebesi oldukları şeylerle sınanıyorlar.” merdivendeki kalabalığa öylece dalıp gittim ve talebeliğin ne kadar önemli olduğunu içimde hissettiğim o anda naif sesini işitmemle birlikte doğruldum:
“Tam da bu nokta da rüyamla da bağlayıp sana bir kez daha dua ediyorum ve bir kez daha diliyorum ki talebeliğin hakkında hayırlı olsun; çünkü sen değerlisin!”
Son yorumlar