“Gelecek, hayallerinin güzelliklerine inanmış olanlarındır.” der Eleanor Roosevelt
Hayalin; küçüğü, büyüğü, anlamlı ya da anlamsız olmaması, başkalarından ziyade o hayali kuran kişide anlam ve değer bulması ve belki de en önemlisi hayaline sahip çıkması…
Oldukça uzun zamandır ara ara karşıma çıkan ve bir şekilde kendisini fark ettirmeye çalışan biri vardı.
Hayat görüşlerimiz, yaşam tarzlarımız, tavır ve davranışları itibariyle çok arkadaşlık etmek istememiş ve hatta mümkün olduğu kadar az iletişim kurmaya çalışmıştım!
Buna karşın karşılaştığımız alanlarda sürekli selamlaşmaya, iyi olup olmadığımı sormaya devam ederken, ben de kabalık olmasın diye kısa iletişim kuruyordum ki bir süre sonra ortadan kayboldu!
Bu sürede yokluğunu bile anlamamış olmalıyız ki taa bulunduğum yere ziyarete gelinceye kadar!
Geldiğinde birçok açıdan bambaşka birine dönüşmüştü!
Uzunca bir süre göz teması kurmamaya çalışsam bile kafamı kaldırdığım an göz göze gelmemizle; hal hatır sorup uzun uzun kendini, değişimini, başarılı işini, hayatını, huzurunu anlattı…
O an bütün ön yargılarımı bir yana bırakarak onun konuşmasına ve iyi giden hayatına yönelik olumlu bazı cümleler kurmaya çalıştım.
Sanıyorum onu tanıyanların birçoğu da bana benzer olarak bu gence karşı çok da ılımlı olmayan bir bakış açısı geliştirmişlerdi.
Ancak; geçmişteki bu durumuna, ondan beklentinin çok da iyi yönde olmamasına rağmen görünen ve anlattığı şeyler hepimizde benzer şekilde bir şaşkınlık yaratmıştı.
O gittikten sonra hakkında biraz sohbet ortamı oluştuğunda geçmişte bıraktığı olumsuz duygu ve düşüncelerin etkisinde olsak da bu kadar kısa sürede onu bugünlerine taşıyan, herkesin mutabık olduğu bir konu vardı:
“Bu genç adamın sadece bir hayali vardı ve elindekilere sahip olduklarına çok iyi sahip çıkabilen biriydi…”
Son yorumlar