Yoğun eğitim programlarının uygulandığı dönemlerden biriydi.
Eğitimlere katılmak tamamen kişilerin tercihlerine bırakılmıştı.
Buna rağmen; katılımcılar eğitim ve eğitmen konusunda coşkuyla birbirleriyle paylaşımlar yaparak diğerlerinin de katılmasını teşvik etmeye çalışıyorlardı.
Tam o esnada; çalışma masamda işlerimin checklistini tamamlarken bir an durup, kafamı dağıtmak ve günümü farklılaştırmak adına “Beden Dili Eğitim” programına katılmaya karar verdim.
Eğitim salonuna tam vaktinde adımımı attığımda; güler yüzlü, zarif, şık bir hanım karşıladı.
Eğitmen olduğu her halinden belli olan bu hanım eğitim öncesinde kısaca tanışmak istediğini ve katılımcıların bu eğitimden tam olarak ne beklediğini öğrenmek istediğini belirtti.
Sıra bana geldiğinde kısa bir tanışma faslından sonra beklenti kısmı için;
‘Son dönemlerde bu alana iletişim vb. gibi konulara ilgi duyuyorum, birçok eğitime katıldım, kitaplar okudum, her zaman herkesten öğrenilecek bir şeyler olduğuna inanıyorum, bugün buraya da farklı ne öğrenebilirim diye geldim.’ dediğimde:
“Farklı bir şeyler öğrenmeye geldiniz. Teşekkür ederim çok memnun oldum geldiğinize, beklentiyi yükselttiniz şimdi, umarım bugün size farklı bir şeyler söyleyebilirim!” dedi gülümseyerek!
Ders sonrasında büyük bir keyifle bu deneyimi paylaşmak istediğimde de büyük bir memnuniyetle karşıladı.
Sonra kendisini tanıtmaya başladığında; çok büyük firmaların marka reklam danışmanlıklarını yaptığını bu vesileyle hepimizin bildiği birçok başarılı reklamları yönettiğinden, Uluslararası ICF Onaylı bir Koç olduğundan bahsettiğinde aslında bu mütevazi görünümünün altında çok çok önemli bir geçmişi olduğunu da ifade etmiş oldu.
Yaklaşık 2 bölüm halinde olan eğitimde farklı bir şeyler duydum mu? hatırlamıyorum ancak; farkında olduğum ve o günün en önemli son maddesi olan; “Bazen durmak lazım!” çok önemli bir felsefeydi.
O kadar çok koşturuyoruz ki! Hayattaki en iyi yol arkadaşımızı “Kendimizi” unutuyoruz!
Ve eğitim sonunda danışanlarına da yaptırdığı kısa bir koçluk seansı uyguladı.
Bu seans esnasında; her şeyi bir kenara bırakmamızı, nefes egzersizleri sonrasında, gözlerimiz kapalı olarak, hayatta bizi tanımladığını düşündüğümüz en önemli üç özelliğin ne olduğunu düşünmemizi istedi.
Sonrasında; bu üç özelliğin her biri için ayrı ayrı bizde en iyi anılar bıraktığı anlara gitmemizi ve bu anlarda ne hissettiğimizi hatırlamamızı sağladı.
Son olarak da bu iyi anların kalıcı hale gelmesi için bir simge seçmemizi istemişti.
Bu kısa ve harika deneyimin süresi bittiğinde dingin bir ruh haline açılmıştı gözler!
Ders sonunda sevgili koçumuzun etrafını saran danışanlar ve bize verilen sürenin bitmiş olmasıyla ona uzun uzun teşekkür edemesem de göz göze geldiğimizde; bir anda durup ders boyunca en iyi iletişim aracı olarak gördüğü sıcak ve sevgi dolu bir tebessüm bırakarak oradan ayrıldım…
Son yorumlar