Gittiğim okullarda psikoloji derslerinde ve aldığım bazı eğitimlerde Maslow Teorisi İhtiyaçlar Hiyerarşisinden bahseder.
Bu eğitimlerde gerek eğitmenin yönlendirmesi gerekse çevremde gördüğüm bazı durumlar; bizim gibi ülkelerde en tepe noktaya neredeyse hiç ulaşılamadığını düşünmeme neden olurdu!
Kendimce merak ederdim piramidin en üst kısmından alt taraflar nasıl gözüküyor; aşağıdan yukarıyı seyretmiş ve bilen birçok insan gibi…
Bir gün şahsi bazı evraklara ihtiyaç oluşmuş ve kısa sürede tamamlamam gerektiğinden hemen bu işlemlerimi halledebilmek amacıyla yola koyulmuştum.
Çok da büyük olmayan bir yerde işlemleri takip edebilmek amacıyla sabahın erken saatlerinde evden çıktığımda; mesafeler de yakın olunca çok hızlı bir şekilde varacağım yere varmıştım bile.
Gün ışığı görmeyen ve son derece kalabalık ve gürültülü küçücük bir paravanın arkasındaki genç bir kadına selam verip işlemlerimle ilgili kısaca bilgi verdim.
O bana bu gürültülü alanda oldukça yüksek bir ses tonuyla bir şeyler söyledi.
Anladığım kadarıyla elimdeki kağıtları üst katlarda bir yerlere bırakmamı asıl ilgili beyin orada olduğunu, onunla görüşüp tekrar yanına gelmemi söyledi.
Dediklerini yaptım ancak; söylediği yere gittiğimde oradaki başka bir kadın başka bir yere yönlendirdi.
Gittiğim 3. yerde de bulamadığımda ve etrafa bakınırken bir görevli: “Buyrun bayan!” dedi.
Aradığım kişiyi sorduğumda:
“Çocuğunu doktora kadar götürdü, aşağı gidin, orada bekleyin siz” dedi.
Tekrar geldiğim alandaki kadın bu kez daha gergin bir şekilde ve yine aynı yüksek ses tonuyla;
“Ben sana biraz önce ne söyledim.”
Etrafıma garip bir şekilde bakınarak; kimseyi göremeyince ‘Bana mı dediniz?’ dedim.
Aynı gergin tavırla “Evett!” dedi.
“Çok emin olmamakla birlikte galiba bu kağıtları yukarıda bir beyefendiye onaylatacaktım.”
Bu ilginç kadın kafasını sağa sola salladı.
‘Hanımefendi benim çok az bir sürem var ve bu süre içinde bu işlemlerimi halletmem lazım; yardımcı olabilirseniz beyefendiyi birlikte bulalım.’ dışarıda başka bekleyen insanlara da bakarak.
“Ben şimdi sana yardımcı olmuyor muyum? Yok yok size kolaylık yapmayacaksınız bekle bakalım kaç saat beklersin bilmiyorum! ayrıca beyefendinin çocuğu falan yok; daha yeni geldi zaten buraya da” dedi alaycı bir üslup ve tavırla!
Tam bulunduğum alanda neler yapabilirim diye düşünürken aklıma Yeşilçam filmlerinin senaryolarını getirmeye başlamıştım…
O esnada; oldukça uzun zamandır bekleyen başka bir kadın kolumdan tutarak beni boş bir alana getirdi.
‘Beyefendi çay içiyor yukarıda al şu kartları birkaç kapı geçerek onu 3.katta bulabilirsin.’ dedi.
Tüm adımları takip ettim ve beyefendiye ulaştığımda elimdekileri aldı ve yarın öğleden sonraya tekrar gelmemi söyledi.
Yarın öğleden sonra yine kapıdan girdiğimde bu kez kapıdaki görevli giriş kartının olmadığını beklemem gerektiğini söyledi.
Sonra ayağı aksak bir başka görevli asansörden yukarı çıkıyordu ki ona seslendi.
“Mehmet şu bayanı 3.kata bırak elimizde kart kalmadı, kart bekliyor!” dedi.
Görevlinin eliyle işaret ederek asansöre yönlendirmesiyle asansörde bu adamla yukarıya çıkmaya başladık.
Adam: “Memleket nere? Nerelisin?
‘Ben yabancıyım tanımazsınız!’
“İşlemlerin ne, ne için geldin?”
‘Basit birkaç evrak önemli bir şey değil!’
“Sıkma canını yahu! Allah izin verirse olur; bana hayatta işe giremez dediler; ama Allah büyük! Bak 50 yaşından sonra işe girdim engelli kadrosundan, olmaz diye bir şey yok!”
Sanki o anda asansörle birlikte bir kapı da aralandı kasvetli ortamda…
Son işlemler için beklediğim kısa sürede söylediği şeyleri düşünürken yine uzun koridorun başında gözüktü!
“Hala halledemedin mi?”dedi.
‘Gülümsedim! Yok hayır bitmek üzere son bir imza bekliyorum, sağol’ dedim.
Yarın sabah bahçeli evimizin balkonunda kahvaltı ederken mahalledeki 3-5 sokak kedisinden biri yaygarayı koparıyordu.
Normalde o sokakta herkesin bahçesinde bir yemek kabı bir de su kabına evde kalan fazla yemekleri bırakarak onların doyması sağlanırdı.
O gün sıra bizde miydi? Bilmiyorum ama sokak kapısında miyavlar yükseliyordu acıklı bir şekilde…
Annemle kahvaltı tabağımızdaki omlet, peynir ve ekmekleri paylaşarak ona da bir kahvaltı tabağı yaptığımızda kapıyı açmamla tabağa saldırması bir oldu!
Onun tek derdi minik karnını doyurmak sanıyordum ki bir baktım bir de arkadaş davet etmiş kahvaltıya!
‘Yani senin karnın doydu bir de arkadaş mı getirdin!’ diye söylenirken beni duymuyordu bile tek odağı arkadaşıyla kahvaltısıydı;)
Artık inanıyorum ki ihtiyaç piramidi tam olarak hiyerarşik sırasıyla takip etmek zorunda değil!
Bazı canlılar en aşağıdaki fizyolojik ihtiyaçlardan çoktan kendini gerçekleştirme kısmına geçerken bazı canlılar piramidin hangi noktasında…
Son yorumlar