Niyetin saflığı.

Kızılderili bilge Don Juan, “Savaşçının en büyük gücü, onun niyetinin saflığındadır.” der.
Son dönemlerde gözlemediğim şey hem kendimle alakalı hem de çevremle alakalı sürekli bir sürecin içerisinde iken yola çıkış niyetinin yolda unutulduğu bir ruh hali içerisinde hareket ettiğimizi görüyorum.
Günün sonunda kendiyle ilgili planları düşünerek çıktığı yolda bazen planlar bozulup; bambaşka bir gündemin içerisinde yer alabiliyor iyi ya da kötü!
Bir gün günün tam ortasında karar almakta zorlandığım bir konuya odaklanmış halde derin düşünceler içerisinde iken bir anda telefonum çaldı.
Uzun zamandır görüşmediğim ve onun iyi niyeti sayesinde hep geçmişte güzel anılar bıraktığım olgun bir hanım arkadaşım;
“Bu akşam için tüm programlarını iptal et; çünkü seninle şehrin farklı ve otantik mekanlarında keyifli bir akşam turu yapacağız.” dediğinde her ne kadar programım var falan dediysem de akşam birlikte yaptığı programa eşlik etmek durumunda kalmıştım.
Bu durum düşünceli halime endişeyi de eklemiş olsa da onunla daha ilk karşı karşıya geldiğimiz andan itibaren eğlenceli bir akşamın bizi beklediğine ikna olmuştum.
Uzun ve keyifli bir akşam turu sonrasında hem yorgunluğumuzu atmak hem de biraz soluklanabilmek amacıyla çok ferah ve mütevazi bir mekanda bir şeyler içmek istedik.
Düşünceli olduğum konuyu ona açtığımda hem beni çok iyi tanıdığı için hem de çözümün çok doğru olması adına bana bazı tavsiyeler verdi.
Onu uzun uzun dinlediğimde çok farklı bakış açıları yakalamak çok hoşuma gitmişti ki yarın ilk iş olarak bana vermiş olduğu reçeteyi uygulamaya koyulmuştum.
Artık günün ve gecenin sonuna geldiğimizde açık bir otoparka aracımızı almak için uğradığımızda arkadaşım otoparkta tanıdığı birini gördü ve ayaküstü sohbet etti.
Bu arada bu genç adamın çok iyi kahve falı baktığından falan bahsedince; ben de adama:
“Çok kolay gelsin biliyorsunuz insanlar bu tip konulara çok meraklı hale geldiler; hatta bir dönem ben de meraklıydım;) umarım çok başınız ağrımaz.” dediğimde gülümseyerek;
“Hem de nasıl! Şimdi abla söyledi de öyle konusu oldu; ama ben normalde hiç bahsetmiyorum dediğiniz sebepten dolayı artık bitirdim bu mevzuyu.” dedi.
Biz otoparktan ayrılırken de “Bu hafta müsait bir gününüzde yine yolunuz düşerse size fal bakmak isterim.” diyerek ekledi.
Birkaç gün sonra bu genç adam bizimle tekrar irtibat kurarak bu teklifini yineledi!
Bu durumun bizde yarattığı tedirginliği sanıyorum hissetti ki; bazı sözler söyledi hem fal aracılığıyla hem de ısrarla bunu istemesinin nedeni olarak:
“İnsanların niyetleri yüzlerine, hal ve hareketlerine yansır; karşılaştığımız akşam benimle karşılaşma, bir şeyler talep etme niyetiyle yola çıkmamıştınız, arkadaşınıza eşlik etmek ve devamında keyifli bir akşam geçirmek niyetiyle yola çıkmıştınız!
Sizi o akşam gözlemlediğimde ve etrafınıza yaymış olduğunuz enerjiden dolayı böyle bir taleple gelmemiş bile olsanız mutlaka falına bakmalıyım ona mutlaka söylemem gereken şeyler var diye düşündüm!” dedi.
Hani derler ya fal bahane;) aslında bu genç adam fal aracılığıyla unuttuğumu fark ettiğim bazı önemli değerleri hatırlatmıştı.
İNSAN BU HAYATTA NİYETİNİN SAFLIĞI KADARDIR…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir